| |Av. Yeliz Odak
Birden Fazla Banka Kredi Sözleşmelerinde Kefilin Sorumluluğu
Kefalet sözleşmesi kişisel teminat amacı sağlayan bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı kişisel olarak temin edememesinin sonuçlarını üstlenmektedir. Borçlunun borcunu alacaklıya kişisel olarak temin etmeyi amaçlayan kefilin sorumluluğu sınırsız değildir. Özellikle bankalar tarafından imzalanan kredi sözleşmelerinde alınan kefaletlerin geçerliliğinin ve kefilin asıl borçtan kredi limiti tutarında sorumluluklarının değerlendirilmesi önem arz etmektedir.
Özellikle 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun da kefilin sorumluluğunu belirleyen ilgili hükümlerin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 01.07.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesiyle ve her iki kanunun farklı kaleme alınan maddeleri söz konusudur. Bu nedenle kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarih dikkate alınarak, hangi kanuna tabi ise, kefilin sorumluluğunun şekil ve esas yönünden geçerlilik kurallarının ilgili Kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca kefalet sözleşmesi ile kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi durumunda, söz konusu borçtan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir. Diğer bir deyişle kefilin sorumluluğu borcun ödenmemesi halinde gündeme gelmektedir. Ancak bu sorumluluğun hangi sınırlar içerisinde kalacağı konusu incelenmesi gereken diğer önemli konulardan biridir. Bu kapsamda bankada asıl borçlunun birden fazla kredi sözleşmesi olması ve kredi limitlerini arttırmaya yönelik banka ile arasında ticari ilişki söz konusu olabilir. Bu tür kredi limitini arttıran yahut kefilin sorumlu olmadığı kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun ödenmeme riskinin gerçekleşmesinden sonra kefilin sorumluluğunun kapsamını belirlemek önemlidir.
Kanun düzenlemesi, asıl borcun belirli olmasını kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartı kabul etmiştir. Bu kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin kefilin aldığı riskin doğasını ve kapsamını bilmesi şartına bağlı olması prensibinin bir sonucudur. Asıl borcun, sözleşme tarafları, sebebi, kapsamı, ifa tarihi ve alacaklının kim olduğu açısından belirli veya belirlenebilir olması ve kefilin belli bir borcun ifası için garanti vermesinin gerekli olması dolayısıyla şarttır. Eğer bir kimse bir kredi sözleşmesi için kefil olmuşsa ve fakat birçok kredi sözleşmesi nedeniyle borçlar arasında yer alan ve kefil olunan kredinin borcu yer aldığı borçlardan hangisi olduğu tespit edilemiyorsa, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı kabul edildiğinden, kefile yöneltilen icra ve alacak davalarında kefilin sorumluluğunun bertaraf edilmesi mümkündür.
Anılan hususlarda banka tarafından düzenlenen genel işlem koşullu kredi sözleşmeleri kapsamında düzenlenen kefalet sözleşme maddelerinin ve asıl borcun kefalet limitini aşıp aşmadığı yahut asıl borcun kişinin teminat altına almadığı kefaletten kaynaklı olup olmadığının belirttiğimiz üzere her olayın ve sözleşmenin özelinde incelemek gerektirmektedir. Detaylı bilgi için hukuk büromuz ile irtibata geçebilirsiniz.